Kanun Hük.
Kar. nin Tarihi : 26/9/2011, No : 659
Yetki
Kanununun Tarihi : 6/4/2011, No : 6223
Yayımlandığı
R.G. Tarihi : 2/11/2011, No : 28103
Yayımlandığı
Düstur : Tertip : 5 Cilt : 51
Amaç ve kapsam
MADDE 1 ‒ (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı; genel bütçe
kapsamındaki kamu idareleri ve özel bütçeli idarelerin hukuk hizmetlerinin
etkili, verimli ve usul ekonomisine uygun şekilde yerine getirilmesine ve bu
hizmetlerin yürütülmesinde uygulama birliğinin sağlanmasına yönelik usul ve
esasların belirlenmesidir.
Tanımlar
MADDE 2 ‒ (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanmasında;
a) Hukuk birimi: İdarelerde hukuk
hizmetlerini yürüten birimi,
b) Hukuk hizmetleri: Muhakemat
hizmetleri ile hukuk danışmanlığına ilişkin her türlü iş ve işlemleri,
c) Hukuki uyuşmazlık değerlendirme
komisyonu: İdareler bünyesinde, üst yönetici tarafından oluşturulan, hukuk
birimi amiri ve hukuki uyuşmazlıkla ilgili birim amirinin bulunduğu en az üç
üyeden oluşan komisyonu,
ç) İdare: 10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) ve (II) sayılı
cetvellerde belirtilen kamu idarelerini,
d) İlgili bakan: İdarelerin bağlı,
ilgili veya ilişkili olduğu bakanı, Yükseköğretim Kurulu ile Ölçme, Seçme ve
Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri
için Milli Eğitim Bakanını,
e) Üst yönetici: Milli Savunma
Bakanlığında Bakanı, diğer bakanlıklarda müsteşarı ve kamu idarelerinde en üst
yöneticiyi,
ifade eder.
İlkeler
MADDE 3 ‒ (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
uygulanmasında;
a) İdarelerin taraf oldukları
uyuşmazlıkların, tarafların hak ve menfaatlerinin dengeli olarak
değerlendirilerek, adil ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi,
b) İdarelerin taraf oldukları
davaların, usul ekonomisine uygun olarak, imkânlar ölçüsünde idarelerde
istihdam edilen hukuk müşavirleri ve avukatları tarafından takibi,
c) Davaların takibinde, mahkeme
kararlarının hukuka uygun olarak, adil, süratli ve en az masrafla
verilebilmesine yardımcı olunması,
esastır.
Hukuk birimlerinin görevleri
MADDE 4 ‒ (1) Hukuk birimleri; idarelerde
muhakemat hizmetleri ile hukuk danışmanlığına ilişkin iş ve işlemleri
yürütmekle görevli ve sorumludur.
(2) Hukuk birimleri muhakemat
hizmetleri kapsamında;
a) İdarenin taraf olduğu adli ve
idari davalarda, iç ve dış tahkim yargılamasında, icra işlemlerinde ve yargıya
intikal eden diğer her türlü hukuki uyuşmazlıklarda
idareyi temsil eder, dava ve icra işlemlerini vekil sıfatı ile takip eder.
b) İdarece hizmet satın alma yoluyla
temsil ettirilecek dava ve icra takipleri ve tahkim ile ilgili işlemleri
koordine eder, izler ve denetler.
(3) Hukuk birimleri hukuk
danışmanlığı kapsamında;
a) İdare hizmetleriyle ilgili olarak
diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından hazırlanan mevzuat taslaklarını,
idare birimleri tarafından hazırlanan mevzuat taslakları ile düzenlenecek her
türlü sözleşme ve şartname taslaklarını, idare ile üçüncü kişiler arasında
çıkan uyuşmazlıklara ilişkin işleri ve idare birimlerince sorulacak diğer
işleri inceleyip hukuki mütalaasını bildirir.
b) Anlaşmazlıkları önleyici hukuki
tedbirleri zamanında alır, uyuşmazlıkların sulh yoluyla çözümü konusunda
mütalaa verir.
c) İdarenin amaçlarını daha iyi
gerçekleştirmek, mevzuata, plan ve programa uygun çalışmalarını temin etmek
amacıyla gerekli hukuki teklifleri hazırlar.
(4) Hukuk birimleri, hukuki
uyuşmazlık değerlendirme komisyonunun sekreterya hizmetlerini ve idaresince
verilen diğer görevleri yürütür.
(5) Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı
hukuk birimlerinin teşkilat kanunlarındaki hükümler saklıdır.
(6) Teşkilat kanunlarına göre hukuk
birimi kurulmayan idarelerde, bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hukuk
hizmetleri, istihdam edilen avukatlar tarafından yerine getirilir. İdarelerin
merkez birimlerinde istihdam edilen avukatlardan birisi, üst yönetici onayı ile
hukuk birimi amiri olarak görevlendirilir.
Muhakemat hizmeti temini
MADDE 5 ‒ (1) İdareler, muhakemat hizmetleri ihtiyaçlarını;
a) Hukuk birimlerinde istihdam
edecekleri hukuk müşavirleri ve avukatlardan,
b) İhtiyaç duyulması halinde
Maliye Bakanlığından talep etmek suretiyle,
sağlayabilirler.
(2) Bakanlıklar ve bağlı kuruluşları
muhakemat hizmetlerini yürütmek üzere birbirlerinden hizmet talebinde
bulunabilirler.
(3) Birinci ve ikinci fıkraya göre
muhakemat hizmetlerinin temin edilememesi veya özel uzmanlık gerektirdiği
ilgili bakanın onayı ile belirlenen hallerde muhakemat hizmetlerini yürütmek
üzere Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde,
4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesine göre
doğrudan temin usulüyle serbest avukatlardan veya avukatlık ortaklıklarından
hizmet satın alınabilir.
(4) Hizmet satın alınarak kendisine
vekalet verilen serbest avukatlar ve avukatlık ortaklıkları kendilerine vekalet
verilen dava ve icra işlemlerinin takibiyle ilgili olarak, ilgili mevzuatla
idareleri vekil sıfatıyla temsile yetkili olan görevlilerle aynı yetki ve
sorumlulukları haizdir.
Takip ve temsil yetkileri ile
bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması
MADDE 6 ‒ (1) İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak
açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde
taraf sıfatını haizdir.
(2) İdareleri adli ve idari yargıda,
icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisi;
hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara
aittir.
(3) 5 inci maddenin birinci ve
ikinci fıkralarında belirtilen usullere göre muhakemat hizmeti temin edilemeyen
hallerde adli ve idari davalar ile icra takiplerini yürütmek üzere merkez ve
taşra birim amirlerine üst yönetici tarafından temsil yetkisi verilebilir. Üst
yönetici bu yetkisini hukuk birimi amirine devredebilir.
(4) İdari davalarda; gerekli
görülmesi halinde, idarede görevli bir personel, uzmanlığından faydalanılmak
üzere idare vekili veya temsilcisi ile birlikte duruşmalara iştirak
ettirilebilir.
(5) İdareleri vekil sıfatıyla
temsile yetkili olan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri ve avukatların bir
listesi, idaresince yazılı olarak veya Adalet Bakanlığınca belirlenen esaslar
dairesinde elektronik ortamda ilgili Cumhuriyet başsavcılığına, bölge idare
mahkemesi başkanlıklarına; askeri savcılıklara ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
Başkanlığına verilir. Bu listeler, Cumhuriyet
başsavcılığı tarafından adli yargı çevresinde, bölge idare mahkemesi
başkanlığınca idari yargı çevresinde bulunan mahkemelere gönderilir. Yüksek
mahkemeler ve bölge adliye mahkemesindeki duruşmalarda temsil yetkisini
kullanacakların isimleri ilgili mahkemelerin başsavcılıklarına veya
başkanlıklarına bildirilir. Listede isimleri yer alanlar, baroya kayıt ve
vekaletname ibrazı gerekmeksizin idare vekili sıfatıyla her türlü dava ve icra
işlemlerini takip edebilirler. Vekil sıfatıyla temsil yetkisi sona erenlerin
isimleri anılan mercilere aynı usulle derhal bildirilir.
Özel takip ve temsil yetkileri
MADDE 7 ‒ (1) Birden fazla idarenin taraf
olduğu idari davalardan;
a) Müşterek kararnamelerle ilgili
olarak açılanlar ve bunlarla ilgili icra işlemleri, davaya taraf olan tüm idarelerin
vekili sıfatıyla, müşterek kararnameyi teklif eden bakanlığın hukuk birimince
takip ve müdafaa edilir.
b) Bakanlar Kurulu kararları ve
düzenleyici işlemlerle ilgili açılan ve Başbakanlığın da taraf olduğu
davalardan Başbakanlıkça bu hususta takip yetkisi verilenler ile bu davalarla
ilgili icra işlemleri, Başbakanlığın da vekili sıfatıyla, takip yetkisi verilen
ilgili idare hukuk birimince takip ve müdafaa edilir.
(2) Ulusal ve uluslararası mahkeme
ve tahkim mercilerinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti veya idarelerin taraf ya da
müdahil oldukları, birinci fıkrada belirtilen davalar dahil her türlü davadan,
Başbakanlıkça Başbakanlık hukuk birimi tarafından takibi gerekli görülenler ve
bunlarla ilgili icra işlemleri, ilgili idarenin de vekili sıfatıyla Başbakanlık
hukuk birimince takip ve müdafaa edilir.
Davaların açılması
MADDE 8 ‒ (1) İdareler adına dava açma veya icra takibine
başlama talebi, üst yönetici veya iş ve işlemle ilgili merkez veya taşra birim
amiri tarafından yapılır. Merkez veya taşra birim amirince yapılan talep
üzerine davayı açmakla yetkili ve görevli olanlarca, maddi ve hukuki sebeplerle
dava açılmasında kamu menfaati bulunmadığı yönünde görüş belirtilmesi halinde,
üst yöneticinin talimatına göre işlem yapılır.
(2) Dava açılması veya icra
takibinde bulunulmasını isteyen idare veya birim, dava açılması talebi ile
birlikte davaya dair bilgi ve belgeleri zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri
dikkate alarak hukuk birimine gönderir. Süresinde gönderilmeyen veya eksik ya
da yanlış gönderilen bilgi ve belgeden kaynaklanan sorumluluk bunu gönderen
idareye veya birime aittir.
(3) İdarelere karşı açılan davaların
takibine, dava takipleriyle görevli ve yetkili merkez veya taşra birimlerince
doğrudan başlanır.
(4) Üst yönetici bu maddedeki
yetkilerini sınırlarını belirterek yardımcılarına veya hukuk birimi amirine
devredebilir.
Adli uyuşmazlıklarda sulh
MADDE 9 ‒ (1) İdarelerin adli yargıda dava açmadan veya icra
takibine başlamadan önce karşı tarafı sulhe davet etmesi esastır. İdareler,
kendi aleyhlerine dava açılacağını veya icra takibine başlanılacağını
öğrenmeleri durumunda da karşı tarafı sulhe davet edebilirler. Sulhe davet,
uyuşmazlığın tarafı olan gerçek veya tüzel kişilerce de yapılabilir. İlgili
mevzuatında daha uzun bir süre öngörülmediği takdirde, sulhe davette karşı
tarafa, ifa, itiraz veya sulh teklifinde bulunmak üzere otuz güne kadar süre
verilir.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan
veya işin mahiyeti gereği süre verilmesinde fayda görülmeyen hallerde doğrudan
dava ve icra yoluna başvurulabilir.
(3) Dava konusu edilmiş veya icraya
intikal etmiş uyuşmazlıklarda da taraflarca sulh teklifinde bulunulabilir.
(4) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamı dışında kalan tüm taksit
tekliflerinin değerlendirilmesi de bu madde kapsamında yapılır.
(5) Sulh başvurularının altmış gün
içinde sonuçlandırılması zorunludur. Sulh başvurusu altmış gün içinde
sonuçlandırılmamışsa istek reddedilmiş sayılır.
Adli uyuşmazlıklarda sulhün usul ve
esasları
MADDE 10 ‒ (1) Sulh anlaşması, anlaşma tutanağında belirtilen
tutar kadar bir hakkın tanınması, menfaatin terki, bir şeyin verilmesi,
yapılması ya da yapılmaması konusunda anlaşmalar veya sözleşme değişikliklerini
kapsar. Sulhe konu işte birden çok ihtilaf bulunduğu takdirde asıl olan,
ihtilafın tamamının çözümlenmesidir. Ancak kamu menfaati görüldüğünde kısmi
sulh de mümkündür.
(2) Maddi ve hukuki nedenlerle kamu
menfaati görülmesi halinde, 11 inci maddedeki yetkiler çerçevesinde asıl alacak
ve fer’ilerinden kısmen ya da tamamen vazgeçilebilir.
(3) Bu Kanun Hükmünde Kararname
çerçevesinde yapılan sulh anlaşmalarına ilişkin tutanak ilam hükmünde olup
ilamların icrasına dair genel hükümlere göre infaz olunur. Ancak vadeye
bağlanmamış alacaklarda tutanağın imzalandığı tarihten itibaren iki aylık
sürenin dolmasından, vadeye bağlanmış alacaklarda ise vadenin dolmasından önce
tutanak icraya konulamaz. Sulh anlaşması hükümleri yerine getirilmediği
takdirde alacak muaccel olur ve sulhe konu edilen hak veya alacaklar, alacağın
muaccel olduğu tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre
belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanan faizi ile birlikte takip ve tahsil
edilir.
(4) Sulh halinde üzerinde anlaşılan
hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.
(5) Tarafların sulhe davet yazısının
diğer tarafa tebliği ile uyuşmazlık konusu hak ve alacağın tabi olduğu kanuni
süreler durur. Sulhün sağlanamaması halinde bu husus tutanağa bağlanır, tutanak
tarihinden itibaren uyuşmazlığın niteliğine göre kanuni süreler yeniden
işlemeye başlar. Mücbir sebep halinde genel hükümlere göre işlem yapılır.
Adli uyuşmazlıkların sulh yoluyla
halli, uzlaşma ve vazgeçme yetkileri
MADDE 11 ‒ (1) İdarelerin;
a) Kendi aralarında ortaya çıkan her
türlü hukuki uyuşmazlığın sulh yoluyla hallinde, dava açılmasında, bunlardan
yargı veya icra mercilerine intikal etmiş olanların takiplerinden veya
davalarda verilen kararlara karşı kanun yollarına gidilmesinden vazgeçilmesinde,
sözleşmelerin değiştirilmesinde veya sona erdirilmesinde,
b) Gerçek veya tüzel kişilerle
aralarındaki sözleşmelerde belirtilen sebeplerle yapılan her türlü sözleşme
değişikliklerinin yapılmasında, bu hususlarla ilgili olarak çıkabilecek
uyuşmazlıkların sözleşme hükümleri çerçevesinde sulh yoluyla hallinde,
hukuk birimlerinin uyuşmazlığın bu
şekilde sonlandırılmasında maddi ve hukuki sebeplerle kamu menfaati bulunduğu
yönündeki görüşü üzerine, buna dair onay ve anlaşmaları imzalamaya
bakanlıklarda bakan, diğer idarelerde üst yönetici yetkilidir. Bakan ya da üst
yönetici bu yetkisini sınırlarını açıkça belirlemek suretiyle alt kademelere
devredebilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilenler dışında,
idarelerin, herhangi bir sözleşmeye dayanıp dayanmadığına, yargıya intikal edip
etmediğine bakılmaksızın gerçek veya tüzel kişilerle aralarında çıkan her türlü
hukuki uyuşmazlığın sulh yoluyla halline, her türlü dava açılmasından veya icra
takibine başlanılmasından, bunlardan yargı veya icra mercilerine intikal etmiş
olanların takiplerinden veya verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna
gidilmesi dışındaki kanun yollarına gidilmesinden vazgeçmeye, davaları kabule,
ceza uyuşmazlıklarında şikayetten vazgeçmeye veya uzlaşmaya, davadan feragat
etmeye, sözleşmede belirtilmeyen sebeplerle sözleşmelerin değiştirilmesinde
veya sona erdirilmesinde maddi ve hukuki sebeplerle kamu menfaati görülmesi
halinde, buna dair onay veya anlaşmaları imzalamaya, vazgeçilen veya tanınan ya
da terkin edilen hak ve menfaatin değeri dikkate alınmak suretiyle;
a) Tutara ilişkin olmayanlar ile
1.000.000 Türk Lirasına kadar olanlarda (1.000.000 Türk Lirası dahil) hukuk
biriminin görüşü alınarak, ilgili harcama yetkilisinin teklifi üzerine üst
yönetici,
b) 1.000.000 Türk Lirasından fazla
olanlardan 10.000.000 Türk Lirasına kadar olanlarda (10.000.000 Türk Lirası
dahil), hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonunun görüşü alınarak, üst
yöneticinin teklifi üzerine ilgili bakan, Milli
Savunma Bakanlığında Müsteşarın teklifi üzerine Bakan,
c) 10.000.000 Türk Lirasından fazla
olanlarda, ilgili bakanlık hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonunun ve
Maliye Bakanlığının görüşü alınarak, ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar
Kurulu,
yetkilidir. Bakan ya da üst yönetici
bu yetkisini sınırlarını açıkça belirlemek suretiyle alt kademelere, münhasıran
taşra birimlerinin iş ve işlemleriyle ilgili olup illerde valilik, ilçelerde
kaymakamlık onayına bağlanan iş ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda vali
ve kaymakamlara devredebilir.
(3) Açılmasında ve takibinde Hazine
veya idareye ait herhangi bir hak ve menfaat bulunmayan, yanlışlıkla açılan
veya konusu kalmayan dava ve icra takipleri ile her türlü davada karar düzeltme
yoluna başvurulmasından vazgeçmeye, davayı takip eden hukuk müşaviri veya
avukatın gerekçeli teklifi üzerine hukuk birimi amiri yetkilidir. Hukuk birimi
amiri bu yetkisini alt kademelere devredebilir.
(4) 7 nci maddeye göre başka idare
tarafından takip edilen davalar ile Maliye Bakanlığı tarafından takip edilen
diğer idarelere ait dava ve icra işlerindeki vazgeçme, feragat ve kabul
işlemleri ile yargıya intikal etmiş uyuşmazlıkların sulhen çözümlenmesine
ilişkin işlemler, dava veya icra dosyasını takip eden idarenin tabi
olduğu usulde yapılır.
İdari uyuşmazlıkların sulh yoluyla
halli ve vazgeçme yetkileri
MADDE 12 ‒ (1) İdari işlemler dolayısıyla haklarının ihlal
edildiğini iddia edenler idareye başvurarak, uğramış oldukları zararın sulh
yoluyla giderilmesini dava açma süresi içinde isteyebilirler. İdari eylemler
nedeniyle hakları ihlal edilenlerce, idari dava açmadan önce 6/1/1982 tarihli
ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13 üncü maddesinin birinci
fıkrası uyarınca yapılan başvurular da sulh başvurusu olarak kabul edilir ve bu
maddede yer alan hükümler çerçevesinde incelenir.
(2) Sulh istemine ilişkin başvuru,
işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurur. Başvuru sonuçlanmadan dava
açılamaz.
(3) Sulh başvurularının altmış gün
içinde sonuçlandırılması zorunludur. Sulh başvurusu altmış gün içinde
sonuçlandırılmamışsa istek reddedilmiş sayılır.
(4) Sulh başvurusu, belli bir konuyu
ve somut bir talebi içermiyorsa, idari makam tarafından reddedilir. Bu Kanun
Hükmünde Kararnameye uygun olarak yapılan ve idare tarafından reddedilmeyen
başvurular, hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonuna gönderilir. Hak
ihlaline neden olan birden fazla idarenin varlığı halinde, ortak hukuki
uyuşmazlık değerlendirme komisyonu oluşturulabilir.
(5) Sulh başvurularının
incelenmesinde, başvurunun konusu, zarara yol açan olay ve nedenleri, zararın
idari eylem veya işlemden doğup doğmadığı ve meydana geliş şekli, idarenin
tazmin sorumluluğunun olup olmadığı, zararın miktarı ve ödenecek tazminat
tutarı tespit edilir. Hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonu tarafından,
bilirkişi incelemesi dahil olmak üzere gerekli her türlü araştırma ve inceleme
yapılır, olayla ilgili bilgisi bulunan kişiler dinlenebilir.
(6) Hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonunun
inceleme sonunda hazırlayacağı rapor 11 inci madde uyarınca karar vermeye
yetkili mercilere sunulur. Bu mercilerin sulh başvurusunu kabul etmesi halinde
başvuru sahibine, hazırlanan sulh tutanağının imzalanması için en az onbeş
günlük süre verilir. Davet yazısında, belirtilen tarihte gelmesi veya yetkili
temsilcisini göndermesi gerektiği, aksi takdirde sulh tutanağını kabul etmemiş
sayılacağı ve yargı yoluna başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etme
hakkının bulunduğu belirtilir.
(7) Tazminat miktarı ve ödeme şekli
üzerinde idare ve istemde bulunanın sulh olmaları halinde buna ilişkin bir
tutanak düzenlenir ve taraflarca imzalanır. Bu tutanak ilam hükmündedir. Sulh
olunan miktar idare bütçesinden ödenir. Vadeye bağlanmamış alacaklarda tutanağın
imzalandığı tarihten itibaren iki aylık sürenin dolmasından, vadeye bağlanmış
alacaklarda ise vadenin dolmasından önce tutanak icraya konulamaz.
(8) Sulh tutanağının kabul
edilmemesi veya kabul edilmemiş sayılması hallerinde bir uyuşmazlık tutanağı
düzenlenerek bir örneği ilgiliye verilir.
(9) Sulh olunan konu ya da miktara
ilişkin olarak dava yoluna başvurulamaz.
(10) Bu madde kapsamındaki idari
uyuşmazlıkların sulhen halli ile idari davaların açılmasından, takibinden,
davayı kabul ve feragatten, kanun yollarına başvurulmasından vazgeçilmesi, 11
inci maddede belirtilen esaslara ve tutarlara göre belirlenir.
Dış temsilciliklerde görevlendirme
MADDE 13 ‒ (1) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan
başvuruların incelenmesi sırasında Adalet veya Dışişleri Bakanlıklarınca
ihtiyaç duyulması halinde Avrupa Konseyi nezdindeki Türkiye Daimi
Temsilciliğinde, başvuruyla ilgili idareden hukuk birimi amiri veya hukuk
müşaviri ya da avukat görevlendirilebilir.
Davalardaki temsilin niteliği ve
vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı
MADDE 14 ‒ (1) Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari
davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi
amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler
lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve
işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler
lehine vekalet ücreti takdir edilir.
(2) İdareler lehine karara bağlanan
ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin
merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele
aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.
a) Vekalet ücretinin; dava ve icra
dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya
avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle
hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk
müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı, hukuk biriminde görev yapan
diğer personele %5’i eşit olarak ödenir.
b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık
tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için
(10.000) gösterge, diğerleri için (6.000) gösterge rakamının, memur aylıklarına
uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki
katını geçemez.
c) Yapılacak dağıtım sonunda arta
kalan tutar, hukuk biriminde görev yapan ve (b) bendindeki tutarları
dolduramayan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara
ödenir. Bu dağıtım sonunda arta kalan tutar üçüncü bütçe yılı sonunda ilgili
idarenin bütçesine gelir kaydedilir.
(3) Hizmet satın alınan avukatlara
yapılacak ödemeler bu madde kapsamı dışındadır.
Parasal sınırlar
MADDE 15 ‒ (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan parasal
sınırlar, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Bakanlar Kurulunca daha
yüksek tutarlar belirlenmedikçe, o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve
ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Uygulanacak
tutarlar her yıl Ocak ayı içerisinde Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanır.
Yönetmelik
MADDE 16 ‒ (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında
hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonunun çalışma usul ve esasları,
avukatlık hizmeti satın alınmasıyla ilgili usul ve esaslar ile bunların takip
ve denetimine ilişkin hususlar ve vekalet ücretlerinin dağıtımına dair usuller
Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan
yönetmelikle belirlenir.
Değiştirilen hükümler
MADDE 17 ‒ (1) (14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
(2) (10/10/1984 tarihli ve 3056
sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile
ilgili olup yerine işlenmiştir.)
(3) (10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
(4) (11/10/2006 tarihli ve 5549
sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ile ilgili
olup yerine işlenmiştir.)
(5) (13/12/1983 tarihli ve 178
sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
(6) 3/6/2011
tarihli ve 641 sayılı Kalkınma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Yürürlükten kaldırılan ve
uygulanmayacak hükümler ile atıflar
MADDE 18 ‒ (1) 2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet
Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun
yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer mevzuatta 1389 sayılı Kanuna yapılan atıflar
bu Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır.
(2) 8/1/1943 tarihli ve 4353 sayılı
Maliye Vekâleti Başhukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün
Vazifelerine, Devlet Dâvalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler
Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Diğer mevzuatta 4353 sayılı Kanuna yapılan atıflar ilgisine göre bu Kanun
Hükmünde Kararnameye ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır.
(3) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 146 ncı maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır. Diğer mevzuatta vekalet ücretinin ödenmesine ilişkin olarak 657
sayılı Kanunun 146 ncı maddesine yapılan atıflar bu Kanun Hükmünde Kararnameye
yapılmış sayılır.
(4) İdarelerin hukuk hizmetlerine,
uyuşmazlıkların sulh yoluyla halline, avukatlık hizmeti satın alınmasına ve
davalarla ilgili vazgeçme yetkilerine dair diğer kanunlarda yer alan
hükümlerden bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine aykırı olanlar uygulanmaz.
(5) Diğer mevzuatta Başbakanlık
Hukuk Müşavirliğine ve Başbakanlık I. Hukuk Müşavirine yapılan atıflar,
Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığına ve Başbakanlık Hukuk Hizmetleri
Başkanına yapılmış sayılır.
(6) Ekli listede yer alan kadrolar
ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin
Başbakanlığa ait bölümüne eklenmiştir.
Dosyaların devri
GEÇİCİ MADDE 1 ‒ (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinde
diğer idarelere ait olan ve Maliye Bakanlığınca takip edilen dava ve icra
takiplerine ilişkin derdest dosyalardan ilgili idarece talep edilenler, ilgili
idare ile Maliye Bakanlığı tarafından müştereken belirlenen esaslara göre
ilgili idarelere devredilir.
(2) Bu Kanun Hükmünde Kararname
kapsamındaki derdest dosyalar ile özel takip yetkileri çerçevesinde
devredilecek derdest dosyaların devirleri, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde tamamlanır. Dosya devirleri
yapılıncaya kadar bu dosyaların takibiyle ilgili olarak devir öncesi dosyayı
takip eden idarece yapılan işlemler, ilgili idaresince yapılmış sayılır.
(3) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin yayımı tarihinden sonra diğer idarelerle ilgili açılacak dava ve
başlayacak icra takipleri, ilgili idarelere dosyalar devredilinceye
kadar Maliye Bakanlığı tarafından takip edilir.
(4) Yukarıdaki fıkralar
uyarınca Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı
tarafından diğer idareleri temsilen takip edilen dava ve icra işlerine ilişkin
giderler, devir tarihine kadar Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı bütçesinden
karşılanır.
Kadrolar
GEÇİCİ MADDE 2 ‒ (1) İdarelerin hukuk hizmetlerini
yürütmek amacıyla avukatlık hizmetleri sınıfından dokuzuncu dereceli
yediyüzelli Avukat unvanlı kadro ihdas edilmiştir. Bu kadroları, derece
değişikliği yapmak suretiyle idarelerden uygun görülenlere tahsis etmeye Devlet
Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar
Kurulu yetkilidir. Bu madde hükmüne göre idarelere tahsis edilen kadrolar 190
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş sayılır.
(2) Hazine avukatları
talepleri halinde, idarelerin avukat kadrolarına 6091 sayılı 2011 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunundaki sınırlamalara tabi olmadan atanabilir.
(3) 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
eki (I) sayılı cetvelin Başbakanlığa ait bölümünde yer alan “I. Hukuk Müşaviri”
kadrosunun unvanı “Hukuk Hizmetleri Başkanı” şeklinde değiştirilmiştir. Bu
kadroda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Hukuk Hizmetleri
Başkanı kadrosuna atanmış sayılır.
Yürürlük
MADDE 19 ‒ Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 20 ‒ Bu Kanun Hükmünde Kararname
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.